Günümüzde yazarlar, eserlerini üretme sürecinden çok onu yayımlatma aşamasında tıkanıyorlar. Bazı yazarlar uzun süre boyunca düzenli olarak tek bir yayıneviyle çalışırken bağımsız yazarların bu konuda daha farklı bir yöntem izlemesi gerekiyor. Sıklıkla belirttiğimiz gibi klasik yayınevleri tanınırlığı göz önünde bulundurarak gelen her dosyayı kabul etmezler. Hatta neredeyse o dosyalar çoğunlukla incelenmez bile. İnceleseler de uzun süre beklemeleri gerekebiliyor. Bunun yoğunluk ve yayınevi ilkeleriyle açıklanabilecek nedenleri var.

Kavramlar Arasında Kaybolmayın!

Kişisel yayıncılık adını son yıllarda daha fazla duyuyor olsak da ister istemez bazı kavramların ayrımının yapılması gerekiyor. Kitabını yayımlatma sürecinde arayışa giren yazarlar birbirinden farklı fırsatlar sunan ve/veya işinin çok da ehli olmayan yayınevleriyle karşılaşabiliyorlar. Bu konudaki seçimin titizlikle, iyi araştırma sonucunda yapılması gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz ancak işin içinde farklı tanımlar olunca seçim bir hayli zorlaşıyor. Kişisel yayıncılık ve kişisel destekli yayıncılık arasında belirgin ayrımlar yapan yayınevleri var. Hatta tam olarak kırmızı, keskin çizgilerle ayrılarak yazarlara sunulan seçenekler de içeriğe göre fiyatlandırılıyor. İkisinin arasında nasıl bir fark olduğunu bilmeyen yazarın sonunda hüsrana uğramaması adına aralarındaki benzerlikler ve birbirlerinden ayrıldıkları yerlere değinelim istedik.

Yeni Ayrımlarla Belirlenen Kırmızı Çizgiler…

Bazı yayınevleri kişisel yayıncılığı, “Yazarın kitabına editöriyel destek veren, kapak tasarımını yapan ama genel prosedüre karışmayan,” olarak net bir şekilde tanımlanırken her konuda yazarla birlikte hareket eden ve yazarın bu prosedürlerle uğraşmadığı yayıncılığa da kişisel destekli yayıncılık diyorlar.

Diğer kişisel yayınevlerinin yaptığı ayrımları yapmadığı gibi yazara da kendi kanatlarınla uç, demiyor. Diğer kişisel yayınevlerinde verilen hizmet; size bir editör bulma / önerme ve baskı sürecinde matbaa sağlama dışında bir çalışma içermiyor ki eğer ISBN başvurusu, yasal izinlere başvurmak ve yayınevinin (varsa tabii) editörüyle çalışmak istiyorsanız kişisel destekli yayıncılık tercih etmeniz isteniyor. Bunun baskı ve sonrasındaki satış sürecinden söz etmeye gerek yok; kişisel yayıncılıkta haklarınız sizde olurken satış ve dağıtımı da siz üstleniyorsunuz. Kısaca, diğer yayınevlerindeki kişisel yayıncılık tercihinizle birlikte editör hizmeti satın almak da dâhil olmak üzere her konuda tek başınıza ilerliyorsunuz. Size öneriler sunuluyor. Yapmanız gerekenleri kendiniz yapıyorsunuz. Hayır, daha fazlası derseniz, bu kez kişisel destekli yayıncılık paketi almanız gerekecek.

Aslında Kişisel Yayıncılık…

Yazardan Direkt Yayınevi’nde ise kapıdan içeri girdiğiniz andan itibaren size her konuda yol gösteren yazar danışmanıyla; süreçlerin içerisinde kaybolmadan, tek başınıza kalmadan ve tüm haklarınızı sonuna dek elinizde tutarak kitabınızı okurla buluşturuyorsunuz. Bunun adı da kişisel yayıncılık! Aslında bu ayrımların olmadığı zamanlardan beri de bu isimle anılıyor. Editör desteği ve grafik tasarımında, anlaşmaya bağlı tanıtım süreçlerinde de hizmetler sunuluyor. Kişisel yayıncılık Türkiye’de bağımsız yazarlar için farklı bir seçenek olmasının ötesinde gittikçe daha fazla okur, yazar teması için de önemli bir yapılanma. Bu nedenle eserinizi okurla buluşturmadan önce gereksinimlerinizi doğru belirlemeniz, yolun devamında kiminle adım atacağınızı görmeniz çok önemli. Yoksa bazı yazarların, kişisel yayıncılıkla ilgili kavram kargaşası nedeniyle kendi yayınevlerini kurma çabaları bile oluyor ya da yolun yarısında yapayalnız kalabiliyor, prosedürlerin arasında kayboluyor.