Editorluk
Her Sıkı Okur Birer Kitap Editörü Müdür Yoksa?
Okumak sonsuz bir tutkunun ete kemiğe bürünmüş halidir ve ilginçtir ki hiçbir muadili söz konusu değildir. Birey erken yaşta okuma tutkusuna kapıldıysa eğer bu, hiç bitmeyen ve sonu kesinlikle gelmeyen bir yaşam alışkanlığına dönüşüyor. İster istemez, her sağlam okur kendi içinde bir eleştirmen ve farkında bile olmadan kitap editörü büyütüyor.
Bu anlamda, yazar olmak, editör olmak, eleştirmen olmak gibi ayrımları bir kenara bırakıp ışığı biraz da okurun üzerine tutmak gerek.
Kitap okuma alışkanlığı güçlü bir biçimde gelişmiş, artık seçkinci bir zevk ve olmazsa olmaz kriterler benimsemiş bireyin eninde sonunda okuduğu eserler üzerinde yorum ve eleştiri yapma hakkı doğuyor. Hatta bu durum o kadar ileri gidiyor ki, yer yer okur okuduğu kitabın geliştirici kitap editörü ve redaktörü kılığına bürünebiliyor. Bunu meslek haline dönüştürüp o çileli mecrada boy göstermeyle de bir adım ileri götürenler olduğu gibi, kendi içinde bunu belki de farkında bile olmadan yapan sağlam okur sayısı çok fazla. Bu, haddini aşmakla yorumlanacak bir durumdan çok daha farklı bir bakışla, iyi eserler okumanın eninde sonunda bir okuru başkalaştırdığını söylemek yerinde olacaktır. Bu, aslında gayet olumlu yorumlanması gereken bir durumdur. Kaliteli kitaplar, okunması ille de gerekenler okunduktan sonra insan ister istemez dönüşümünü kendi içinde tamamlar. Hatta artık iflah olmaz bir eleştirmene bile dönüşebilir. Ne de olsa Descartes’in dediği söz yerli yerindedir. “İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir.” Bu sohbetin bireye kattığı en önemli değer ise onu dönüştürebilme, kabuk değiştirmesine katkıda bulunma halidir şüphesiz.
Yazmak kadar okumanın da kendine has bir süreç olduğu göz önünde bulundurulacak olursa zaten eleştirmenler ve kitap editörleri için asıl kaynağın çok iyi okumak olduğunu belirtmiştik.
Bununla birlikte, okurluğunu bir mesleğe dönüştürenler kadar bunu sessiz sakin ve belki de çok iyi yapan alımlayıcı okurların olduğunu da kabul etmek gerekir.
Kitap editörü, uzun bir birikim yolculuğundan, kendine kattıklarıyla çıkmış kişi olduğuna göre, her gerçek okur zaten bu yolculuğu hayat boyu terk etmeyecek kişidir. O nedenle günün birinde, neredeyse en zorlu mesleklerden biri olan kitap editörlüğünü seçecek olan kişi kendini, neyi nasıl okuduğunu sorgularken bulacaktır. Bu da günümüzün değerli editörlerinin serüvenlerinin küçük bir tüyosu olabilir. Okur, gerçek bir okur olduğu sürece, neye dönüşeceği kestirilemez.
Yorum yap
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.