Kitabevi kitap tutkunlarının mabedi gibidir. Yeni kitaplar, aranan kitaplar içinde hep sevgili bir dosta koşar gibi gidilen eşsiz saatlerin geçtiği yerdir. Ancak son zamanlarda birbiri ardına kapandıklarını görünce, bu tutkunun sonu mu geliyor diye düşünmek kaçınılmaz oldu. Maddi sıkıntılar, tercihlerin değişmesi, hatta kentsel dönüşüm vurgunu nedeniyle her geçen gün bir yenisinin daha kapısında kilit görür olduk. Bu nedenler çoğaltılabilir. Göreceli de düşünülebilir. Ne var ki bir hikayenin sonu geldi diye düşünürken, imdada e-kitaplar seçenek fazlalıklarıyla yetişti. Elbette bir kitabevinden kitap alma hazzıyla boy ölçülemez. Yine de e-kitaplar, okuma tutkunlarının en katı olanlarının bile içinde yepyeni bir ihtimal doğurdu.

E-kitap pek çok avantajıyla, kapanan kitapevlerinin bıraktığı ıssızlığı hızla doldurmaya devam ediyor.

Daha kolay taşınır olması, her yerde erişilebilirliği ve istenildiği zaman orada olması gibi pek çok avantajıyla “ben kitabevi seviyorum” diyen katı düşünceleri dahi yumuşatmayı başardı. En başlarda yaşanan o büyük tartışmalar, yerini belki de böylesi daha iyidir gibi yorumlara bırakıyor giderek. Kitabevi konusu ise hala büyük bir muallak ve aslında yeri hiçbir şeyle doldurulamayacak bir haz. Bir kentin entellektüel vaziyeti kitabevlerinin sıklığı ve çeşitliliğiyle anlaşılır. Dahası kütüphane konusunda bile yetersiz olan coğrafyamızda, ardı ardına kapanan kitabevleri büyük bir hezimetle açıklanabilir ancak. Ne olursa olsun, hangi teknolojik avantaj yerini doldurmaya çalışırsa çalışsın, yetersiz, hatta hiç yok denebilecek durumdaki kitabevleriyle bir kent büyük bir damarını yitirmiş sayılmalıdır. Bunun genel bakışla çok ciddi sonuçlar doğurduğu ise uzun zaman içerisinde kendini hissettirecek sinsi bir hastalık gibi yorumlandığında anlaşılacak.

Tüm bunlar yaşanırken ve nasılsa fark edilmeden birbiri ardına kitabevlerini kaybederken e-kitaplara yönelim arttı.

Belki bu yönelimin başlarda doğurduğu büyük ilgi de kitabevlerinin enerji ve irtifa kaybetmesine neden olmuş olabilir. Bu tekelleşmelerin olduğu, zaten okuma oranının dünya ölçütlerinde en düşük seviyelerde gezindiği bir ülkede kaçınılmazdı. Yine de bunca zaman her şeye rağmen direnen kitabevlerinin sonunu getiren asıl neden internet üzerinden yapılan kitap alışverişleri ve e-kitap teknolojisinin her geçen gün gelişiyor olması mı bilinmez. Tek avuntumuz, e-kitaba olan ilginin kitabevlerine olan ilgiden çok daha hızlı gelişmesi. Yoksa, gerçekten kitap görünce korkan bir millet olarak, neden okumuyoruz tartışmalarının hala sonu gelmemiş olacaktı. Kitabevlerinin iç burkan veda metinlerini görünce, yine de hala bir umudumuz olduğunu söyleyen yine e-kitaplara olan bu muazzam ilginin ta kendisi.